Paylaşımın tek adresi
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Paylaşımın tek adresi

güller burda açar
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 İstanbul Dünya Kültür Merkezi Olacakmış! ( Farklı bakış açısı )

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
xezal
Admin
Admin
xezal


Kadın Mesaj Sayısı : 438
Yaş : 30
Nerden : beytüşşebap
Kayıt tarihi : 26/05/08

İstanbul Dünya Kültür Merkezi Olacakmış! ( Farklı bakış açısı ) Empty
MesajKonu: İstanbul Dünya Kültür Merkezi Olacakmış! ( Farklı bakış açısı )   İstanbul Dünya Kültür Merkezi Olacakmış! ( Farklı bakış açısı ) Icon_minitimePaz Haz. 22, 2008 12:51 pm

İSTANBUL beş on sene sonra dünyanın kültür merkezi ilan edilecekmiş... Bu habere ağlamak mı, gülmek mi lazım bilemedim. Bir şehrin kültür merkezi olabilmesi için öncelikle büyük bir kütüphaneye sahip olması gerekir. Almanya’nın 130 bin nüfuslu Göttingen şehrinde 4,5 (yazıyla: Dört buçuk) milyon kitaplık çok değerli bir kütüphane bulunmaktadır. Bazılarının 15 milyon, bazılarının 22 milyon nüfusa sahip olduğunu iddia ettikleri İstanbul’un en büyük kütüphanesi Beyazıt Devlet Kütüphanesidir ve orada sadece 450 bin kitap, belge, harita, mikrofilm bulunmaktadır. Kadrosu az olduğu için hizmet verememektedir.

Efendim, İstanbul’un on milyon kitaplık bir kütüphanesi yok ama bir sürü gökdeleni var... A benim canım, bu gökdelenler, megakentimizi dünya kültür merkezi yapmaya yetmez.
Mısırlılar bizden çok daha medeniler. İskenderiye’de nefis bir mimarîye sahip, beş milyondan fazla kitabı olan dünya çapında bir “İskenderiye Kütüphanesi” kurdular; açılışına krallar, cumhurbaşkanları geldi. İskenderiye’yi bir kültür merkezi olarak ilan ve kabul ederseniz olur da İstanbul için bu merkezlik biraz iğreti kalır.

Evet, Bizans ve Osmanlı zamanında bu şehir gerçekten bir kültür merkezi idi. Artık o sıfatını kayb etmiştir.

İddiama itiraz edenler mi var?O halde şu sorularımı cevaplandırsınlar:

(1) İstanbul’un Türk ve Müslüman halkı, atalarının, dedelerinin, ecdadının mezar taşlarını okuyabiliyor mu? Yoksa bu taşları görünce aval aval bakıyor mu? Çizmeden yukarı çıkıyorum değil mi?

(2) Bir şehrin kültür merkezi olması için halkının büyük kısmının kitap okuması gerekir. Şehrin otobüslerinde, tramvaylarında, banliyo tren ve vapurlarında, metrolarında her gün yüz binlerce yolcunun, ellerindeki kitapların kıraatine dalmış olmaları gerekir. İstanbul’da şu anda böyle bir durum ve manzara var mıdır?

(3) Bir kültür merkezinde seviyeli, vasıflı bir mimarlık ve şehircilik sergilenmesi gerekir. İstanbul’daki medeni ve sanatlı bütün yapılar eskiden kalmıştır. Son yetmiş seksen sene içinde güzelim şehir vandalca tahrip edilmiş, korkunç derecede çirkin beton yığınları ile doldurulmuştur. Rantçı eşkiya yeşil alanların yüzde doksanını tahrip ederek kentin ciğerlerini kurutmuşlar, nefes alacak yer bırakmamışlardır.

(4) Bir şehrin şehir olup olmadığı, oradaki kültür seviyesi, zamanımızda, yolların ve kaldırımların halinden anlaşılır. En son Beyoğlu’nun halini gördünüz. Eski kaldırımları söktüler, tabana yalap şalap kum döktüler ve üzerine Çin’den ithal edilmiş malzemeyi özensizce yerleştirdiler. Ne oldu? Daha yolun tamamı bitmeden yapılan kısımlar bozulmaya başladı. Büyükşehir Belediye Başkanı duruma isyan etti, çalışmaları durdurdu. Öteki yerlerdeki kaldırımların hali de yürekler acısıdır. Yolları, kaldırımları bu halde olan bir şehir mega-kent olabilir ama dünya kültür merkezi olamaz.

Maalesef İstanbul bugünkü haliyle bir kültür merkezi olmaktan geçtim, dünyanın en büyük köyü veya mezraası haline gelmiştir.

Bir cumartesi günü Beyoğlu’na çıkınız, Taksim’den Tünel’e doğru yürüyünüz. Gözlerinizi açınız, etrafınıza dikkatle bakınız. Dediklerime hak vereceksiniz.

Müjde!.. Eskiden kalma tarihi Gran-düşes pastahanesi açılmış. Çok nostaljikmiş... Bırakın bu aptalca tesellileri. Osmanlıların kullandığı bir deyim vardır: “Şerefü’l-mekân bi’l-mekîn...” Yani bir mekanın şerefi ve üstünlüğü o mekânda bulunan kimselerle ölçülür. Gran-düşes pastahanesi açıldı ama orayı kaliteli yapacak eski adamlar kaldı mı?
İstanbul, vasıflı İstanbullularla medeniyet ve kültür merkezi olabilir. Padişahların, valide sultanların, vezirlerin yaptırdıkları camilere “bakar” gibi bakanlarla İstanbul yükselmez, alçalır.

Çemberlitaş’tan Beyazıt’a giderken tramvay caddesinde, Birlik Vakfı’nı geçtikten sonra, sol koldaki bir binanın üzerinde Türkçe ve Fransızca mermer bir kitabe vardır. Vaktiyle, büyük ve sadık Türk dostu Piyer Loti bu binada oturmuş, hatırasını yaşatmak için oraya bu kitabeyi koymuşlar. Soruyorum: O caddeden şimdiye kadar binlerce defa geçmiş olanlardan kaç kişi o kitabeyi görmüştür? Fransızca bilmediğini farz edelim, kaç kişi o kitabedeki Türkçe metni okumuştur? Okuyamazlar... Çünkü o kitabe “Eski Türkçe”dir. “Bakar” gibi bakanlar o yazıyı okuyamazlar...

Peygamberimizin doğum yıldönümünde mübarek Mevlid kandilinde geceleyin sözde şenlikler yaptılar ve bir sürü havai fişek patlattılar. Fişeğin bir tanesi büyük paraya patlıyormuş. Kim yaptı bu fişek işini? Müslümanlar. Mevlid kandilinde fişek atanlar medeni olamaz, kültürlü olamaz.

Bir çatırtı... Ateşlenen fişek hızla gök yüzüne çıkıyor ve sonra semanın birinci katında patlıyor, kat kat, rengarenk ışıklar çıkıyor; mor, kırmızı, yeşil, sarı, pembe, eflatun... Fişekçiler pek memnun ve mesrur. Renkler ne kadar parlak...
Mevlid kandilinde fişek atmak ilkelliği ile medeniyet olmaz, kültür olmaz.
19’uncu asırda Afrika içlerine giden Batılı gezginler yerli ahaliyi kibritlerle şaşkına çevirmişlerdi. Kutudan bir çöp çıkartıyor, kenarına hızla sürtüyor ve aaa o da ne, ışık çıkıyor. Bizim zenci şaşkın ve bihoş, küçücük çöpten ateş zuhur etti. Oh ne güzel ne güzel, harikulâde...

İlkeller ateşi, parlak renkleri, fişekleri, kromajı ışıl ışıl lüks otomobilleri, âlâimisema (gökkuşağı) gibi rengarenk kravatları çok severler.
İlkele faydalı ve kıymetli bir kitap göster hiç ilgilenmez, akıl ve kültür (varsa tabii) ibresi hiç kıpırdanmaz. Televizyonlu, bilgisayarlı ve kokulu bir cep telefonu göster, heyecandan damarlarında kanı fıkır fıkır kaynar, gözleri faltaşı gibi açılır ve zekâ (veya zekâsızlık) manometresi patlar.

İstanbul dünyanın kültür merkezi olacak... Hah hah hah öyle mi? Kutlu olsun, mutlu olsun, içimiz kıvançla dolsun...
Dünya kültür merkezi olunca şehrimiz, havaî fişeklerle aydınlanmalı semalarımız...

Mehmed Şevket EYGİ
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://xezal.forumakers.com
 
İstanbul Dünya Kültür Merkezi Olacakmış! ( Farklı bakış açısı )
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Tiyatro tarihi

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Paylaşımın tek adresi :: Kültür Ve Sanat :: Genel Kültür-
Buraya geçin: